Kurtuluş Savaşı Sırasında Bazı Amerikan Yardım Heyetlerinin

Kafkasya Bölgesindeki Faaliyetleri Hakkında

Prof. Dr. Metin Ayışığı

Milletler Cemiyeti Misâ kının mandalarla ilgili maddesi, Osmanlı Devleti’nden ayrılıp, bağımsız bir millet haline gelebilecek yerlerde mandater olacak devletin seçiminde, bu toplumların isteklerinin önde tutulmasını şart koşuyordu. İşte bu toplumların isteklerini saptamak üzere konferans, bir komisyon gönderilmesini kararlaştırmış, fakat Fransa’nın katılmayı reddetmesi üzerine İngiltere de katılmaktan vazgeçmiş ve sonuçta " King-Crane" denilen bir Amerikan komisyonu görevlendirilmişti .

Suriye’de manda idaresi kurmanın getireceği yükler ve sağlayacağı çıkarlar konusunda incelemelerde bulunmak üzere Wilson tarafından görevlendirilen komisyon, aynı zamanda Ermeni meselesinde büyük bir sorumluluk üstlenmişti. Bu heyetin hedefi, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki “misyoner teşkilatı”ile “American Board of Commissioners for Foreign Missions” ve onun hayırsever üvey evladı konumunda olan “Near East Relief” tarafından desteklenmekteydi.

Önceki, Ermenilerin ve Osmanlı İmparatorluğu bünyesinde bulunan diğer Hıristiyan unsurların eğitimi ile meşgul olmuştu. İkincisi ise Ermeniler için yardım sağlıyordu. Son zamanlarda finansal destek vererek, Ermenileri tahrik eden Near East Relief, büyük bir antiTürk propaganda kampanyası sahneye koymuştu .

General Harbord Heyeti

Barış Konferansı tarafından Kafkasya ve Ermenistan'da tahkikat yapılmasıyla görevlendirilmiş olan Fransa'daki Amerikan ordusu genel kurmay başkanı general Harbord, bir Amerikan kruvazörüyle Türkiye'ye geldi. Generalin başkanlık ettiği misyonun görevi, Ermenistan'ın durumu hakkında tahkikat yaparak, bu memleketin mandaterliğini kabul etmek için gerekli olan şartları incelemekti. Bu komisyonun sorumlu olduğu görevlerden başlıcaları askerî durum ile ülkenin asayişi ile ilgili meselelerdi. Bundan başka trenler, yollar, ziraat ve diğer ticari ve mâli konularla da ilgileniyordu .

Amerikan heyeti, birçok şahsiyet ile görüşerek her tür belge, sayım cetveli ve basılmış eser toplamıştı. 14 Eylül 1919 sabahı bir torpido ile Batum’a hareket eden heyet, dönüşünde İstanbul’a uğrayarak incelemelerini tamamlayacaktı. Robert Koleji Türkçe öğretmenlerinden Hüseyin Bey’i de yanlarına alan Amerikan Heyeti, İstanbul’daki temaslarından sonra ikiye ayrıldı. Hükümet, sağlık, maliye, ticaret gibi konular bir raporla saptanacağından, gerekli veriler İstanbul ve Tiflis’te bulunmaktaydı. Dolayısıyla heyetin bin kısmı, İstanbul’daki değerlendirmeyi bitirdikten sonra " Martha Washington" gemisi ile Karadeniz yoluyla Tiflis’e geçmek üzere İstanbul’da kaldı. Geri kalan 30 kişi ise, 7 Eylülde Bağdat demiryoluyla Anadolu’ya hareket etti. İstanbul’da kalanlar, ilk araştırmalarını sağlık konusunda sürdürmeye devam ettiler. " İleri" gazetesinde, " Amerikalılar Türkiye’nin Sıhhatini Öğreniyor" başlığıyla yer alan habere göre, Amerika Büyükelçiliğine giden Ekrem Bey’e sağlık kurumları, doktor-operatör sayıları, hastanelerin yatak sayısı, dispanserlerin savaş öncesi ve sonrası ücretleri hakkında sorular sorulup, istatistikler ve şemalar istendiği yazıyordu .

Gruptan ayrılan bazı heyet üyeleri de, arabayla Ulukışla üzerinden Sivas’a ve Merzifon’a uğrayarak Samsun’a, Trabzon’a ve Erzurum’a ; Horasan’dan Beyazıt’a, Erivan’dan Nahcıvan’a gideceklerdi . Anadolu ve Kafkaslar ötesinde 30 gün geçiren heyet üyeleri, geçtikleri yerlerdeki hükümet yetkilileriyle görüşmelerde bulundular.

General Harbord Heyeti, 26 Eylül günü Türkiye sınırlarından çıkarak, seyahatlerinin Rus Ermenistanı’ndaki bölümüne başladılar. Daha sonra Gürcistan ve Azerbaycan üzerinden Batum’a geçtiler. Buradan hareket eden heyet, 30 gün süren yolculuklarını tamamlayarak, Karadeniz yoluyla İstanbul’a geldi.

Harbord Raporu ve Sonuçları

Ermenistan üzerinde de bir Amerikan mandasının uygun olup olmadığını incelemek için bölgeye gönderilen General Harbord’ un rapor ve gözlemleri sonucunda, Amerika’ nın Ermenistan üzerinde bir mandaterliğe iyimser bakmadığı ortaya çıkmaktadır . Heyet Ermenistan üzerinde bir mandayı tek başına kabul etmeye karşı idi. Zira idari, askeri, demiryolu, yardım ve sağlık harcamaları dahil böyle bir teşebbüsün beş yıl için toplam maliyeti 756.014.000 dolardı . Wilson’un daha sonra 59 bin askere ve 756 milyon dolara lüzum gösteren Harbord raporunu aldıktan sonra Ermeniler lehine bir mandanın kabulünü nasıl olup da, Senatoya tavsiye ettiği, bu şartlar altında pek anlaşılır bir şey değildir.

Rapordan anlaşıldığına göre bu yardım, Amerikan Kongresinin müttefik ülkeler için ayırdığı ve henüz harcanmamış milyonlarca doların Transkafkaslar’a düşen kısmı ile yapılıyordu. Yakındoğu Yardım Komisyonu" nun bağışları da bu yardım için kullanılıyordu. Bu arada Amerikan halkının yapmış olduğu bağışların da unutulmaması hatırlatılıyordu. Bu yardımlar sayesinde mülteciler açlıktan kurtarılmış, bu bölgede Amerika adı o zamana kadar hiç erişmediği bir yüksekliğe ulaşmış, sevgi kazanmıştı . Ancak bu yardımların tüm unsurlara aynı oranda dağıtıldığını söylemek mümkün değildir. Yerel görevlilerin yardım masraflarında yaptıkları ayrıcalık incelemeye değerdi. Hıristiyanları, Müslümanlara karşı kayırmaları için yapılan masraflara da sık sık rastlanıyordu.

Tecrübesizlik, nakliye zorlukları ve diğer nedenler Amerikalı görevlileri çaresiz bırakıyordu. Harbord’a göre, bir şekilde sermaye bulunmalı, işe devam edilmeli ve bu insanlar ürün alınıncaya kadar aç bırakılmamalıydı. Ekecek tohum sağlanırsa, Ağustos 1920’de yeterli ürün alınabilirdi. Kuşkusuz bu da toprağını işleyebilen için geçerliydi. Bunun yanısıra, Amerikan Kızılhaçının Ermeni ve diğer Hıristiyan yetim çocuklarını Türk yetimlerine tercih ettikleri hakkındaki acı gerçek, birçok Amerikan araştırma heyetlerince de belgeleriyle ortaya konmuştu. Bölgede mevcut yirmi merkezin raporlarına göre, Amerikan yardımı alan 15 bin yetimin çoğu Türk Kızılayı” ndan yardım alıyordu. Öyle ki, Harbord’tan sonra Amiral Mark Bristol Amerikan Kızılhaçını sert bir dille eleştirerek şöyle demiştir : "Ermeniler, Rumlar ve Gürcüler öteki Müslümanlara açıkça tercih ediliyorlar. Halbuki şefkat ve insaniyetin din ayırımı yoktur ; kalp ve vicdan birliği vardır .

Türkiye’deki 20 merkezin verdiği raporlara bakılırsa, 15. 000 kadar yetim Amerikan yardımı almaktaydı. Fakat yardıma muhtaç olanların sayısı bunun iki katı idi. Bunların çoğu " Hilâ l-i Ahmer" den yardım görüyordu. 20. 000 kadarı da Transkafkaslar’da çeşitli yardım kuruluşları tarafından bakılıyordu. Doğu Anadolu’da ise hemen her yer harabe halindeydi. Ermeniler ise, bölgeye henüz Amerikan yardımı ulaşmadığı için, kışı Türk Hükümeti’nin sağladığı olanaklarla geçirmeye çalışıyorlardı. Aynı bölgedeki Türk köylülerinin durumu nispeten biraz daha iyi idi. Fakat onlar da aynı şekilde kışa karşı korumasız, yoksul ve perişan bir durumdaydılar. Doktor bulunmadığı gibi, ilaç diye de bir şey yoktu. Harabe halindeki köylerin bir kısmı, Ermeni saldırıları sırasında, Rus işgalinde veya Osmanlı Devleti çöktükten sonra Ermenilerin ve Rusların geri çekilmesi sırasında yakılıp, yıkılmıştı. Ülkenin içinde bulunduğu koşullar, yetişmiş insan kaybının yitirilmesi nedeniyle yeterince doktor bulunmadığı gibi, ilaç son derece az bulunuyordu. Hastane ve malzeme eksikliği nedeniyle, tifüsten ölen Türk askerinin sayısı yüz binlerle ifade ediliyordu .

Amerika Yakın Doğu İaşe ve Yardım Heyeti

Yardım toplamak için Amerika’da çeşitli heyetler kurulmuştu. Bunlardan biri olan " Şark-ı Karib Amerika Muavenet Heyeti" genel sekreteri Mr. Vicrey, Avrupa temsilcisi Mr. Gordon ve kâ tibi Mr. Emeric’le birlikte Temmuz 1922 başında İstanbul’a geldi. Bu heyet Kafkasya’da, özellikle Ermenistan’da faaliyet gösteren diğer heyetleri teftiş etmişti. Kafkasya’dan sonra Suriye ve Filistin’e geçen heyet, oralardaki Ermeni muhacirlerin durumlarını da incelemiştir. Özellikle öksüz çocukların durumuyla ilgilenen Amerikan heyetinin, bunların gelecekleri konusunda bazı projeleri vardı. Heyet, bu çocukların her çeşit işte ülkelerine yararlı olmaları için, mümkün olan süratle kendi kendilerine yetmelerini sağlamaya çalışacaktı . Yine yapılan açıklamalara bakılırsa, Amerikalılar, bu uğurda her sene milyonlarca lira harcıyordu. Bu meblağ ise, binlerce şehir ve kasaba halkının yardımlarıyla oluşuyordu.

O zamana kadar bu amaçla kurulan komisyon sayısı iki bine ulaşmıştı. Üstelik komisyon üyeleri, bu hizmetleri için hiçbir ücret, ya da nakdî mükâfat beklemiyorlardı. Kendilerini bu hizmete yönelten insanlık duygusu idi. Yakındoğu’da yaşayan milletler, bu yardım işinin devamı ve başarısı için, binlerce Amerikalının fedakârlıklarda bulundukları daima hatırda tutulmalıydı. Amerikan halkı tarafından verilen her dolar, küçümsenmeyecek bir fedakârlıktır. Hatta Amerikalılar, Kafkasya’ da, Anadolu’da aç ve muhtaç olanların iaşesi için, gıda maddesi bulup, satın almak uğrunda alyanslarını, ailelerinden kalan mücevherlerini bile feda etmekteydiler !.. .

Millî Mücadele döneminde Anadolu’da bulunan Amerikan cemiyetlerinden biri de Şark-ı Karib Muavenet Cemiyeti dir . Merkezi A.B.Devletleri olan cemiyetin kuruluş amacı, Yakın Doğu’da misyonerlik faaliyetlerini yürütmek ve Amerikan çıkarlarını korumaktı. Bazı araştırmacılar tarafından bu cemiyet hakkında herhangi bir çalışmaya rastlanmadığı, bulunabilen bilgilerin cemiyetin Kızılay’la olan ilişkileri çerçevesinde ve Anadolu’da yaptığı faaliyetlerle ilgili olduğu belirtilmektedir . Ancak bu konuda yaptığımız araştırmada, cemiyet hakkında İstanbul basınında yeterince bilgi bulunduğunu gözlemledik.

Bu arada Kızılhaç’a mensup doktorlar ve hastabakıcılardan oluşturulan bir Amerikan özel sağlık ekibi Batum, Tiflis ve Kafkasya’nın öteki yerlerine gitmek üzere 22 Mart 1919’da İstanbul’dan hareket etti . " Amerika Şark-ı Karib İaşe ve Muavenet Heyeti" adı verilen bu komisyonun başkanı Mr. Howard Heinz’dı.

Amerikan Büyükelçiliği baş tercümanı Gabriel Coute’nun 28 Mart 1919 tarihinde bir gazeteye verdiği beyanata göre, Amerika’dan gelen heyetlerin resmî bir sıfatları da yoktu. Bu heyetler ırk, din ve mezhep ayırmaksızın muhtaç halka yardım için çalışıyorlardı. Gerek Kafkasya, gerekse Anadolu’ya gönderilen zahire ve diğer ihtiyaç maddelerinin önemli bir kısmı, Amerikan halkı tarafından yapılan bağışlarla karşılanıyordu . Dr. Vein başkanlığında Kafkasya’ya giden heyet maddi yardımlara başlamıştı. O ana kadar Anadolu’ya 1500 sandık süt tozu, 144 sandık ayakkabı, tüm parçalarıyla beraber 200 karyola ve yatak, 947 sandık et konservesi, çok miktarda sabun, yağ, kumaş, elbise, çamaşır ve diğer ihtiyaç maddelerinin gönderildiği anlaşılmaktadır .

Amerikan Heyeti, Türkiye'deki teşkilatından başka Kafkasya'da da yaygın teşkilata sahipti. Bu teşkilatı binbaşı Garrine idare ediyordu. Amerikalılar, Erivan'da çok büyük bir ecza deposu kurmuşlardı. Kafkasya'nın tüm ilaç ihtiyacı buradan karşılanıyordu. Amerikan Heyeti bölgede üç büyük hastahane açmış, Iğdır'da ise fakirler için bir aşevi kurmuştu. Binbaşının ifadesine göre Erivan civarında 8.590 yetim mevcuttu. Doğal olarak, bunların ihtiyaçlarını karşılamakta büyük sıkıntılar yaşanıyordu. Kafkasya’da bir inceleme gezisi yapan Amerika Yakındoğu Yardım Heyeti Başkanı Mr. Chenkins 5 Ocak 1922 tarihinde İkdam muhabiri ile bir görüşme yaptı. Bu görüşmenin ana hatları şu esaslar altında toplanıyordu :

1- Yakındoğu Yardım Heyeti, İstanbul’da, Anadolu’da, Suriye’de daha birçok yerlerde yetimhaneler, hastahaneler açarak, cins ve mezhep ayırmaksızın bütün yoksullara yardım etmektedir.

2- Bu yardımlar aynî ve nakdî olduğundan, gerçek anlamda miktarını belirlemek zordur. Ayrıca heyet tarafından tutulan istatistikler haberleşme araçlarının yokluğu nedeniyle tamamlanamamaktadır. Bu yüzden geçen senenin bütçesi henüz açıklığa kavuşmamıştır.

3- Amerika’nın ekonomik gücü bu yardımların arttırılmasına müsaitse de, heyet tarafından Yakındoğu’da yapılacak diğer yardımların akibeti, ancak diğer hayır kurumlarının devamı ve ıslahı mümkün olduktan sonra ortaya çıkacaktır.

4- Heyet halen İstanbul ve Anadolu’da yetimhane, hastahane kurmak, belediye ve hükümetin mevcut kurumlarına yardım etmek suretiyle çalışmalarını sürdürmektedir .

İaşe Heyeti Başkanı Herbert Hoover’ın Raporu

Amerikan Yardım Heyeti Başkanı Herbert Hoover tarafından düzenlenen, heyet üyelerine bir hitabesiyle başlayan bu raporda, Doğu Avrupa’nın ekonomik ve yaşam şartları, Türkiye ve Ermenistan’ın iaşesi hakkında açıklamalar bulunuyordu. Ayrıca, Kafkasya hakkında düzenlenen özel bir raporla, Rusya ve Finlandiya’da Amerikan Yardım Heyetinin çalışmaları hakkında bilgiler veriliyordu. Bu rapora göre, 1919 yılı Nisan ayı içinde, İtilaf Devletleri dışında Amerikan Yardım Heyeti tarafından yapılan iaşe dağıtımı şöyle idi :

Finlandiya . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

27.256

Lehistan . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

27.983

Estonya . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

4.400

Litvanya . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

2.315

Letonya . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

3.162

Belçika . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

121.993

Şimâ li Kafkasya . . . . . . . . . . . . . . . . . .

3.402

Almanya . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

182.847

Alman Avusturyası. . . . . . . . . . . . . . . .

85.249

Çekoslavakya . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

64.087

Büyük Sırbistan . . . . . . . . . . . . . . . . . .

35.840

Rusya . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

26.407

Türkiye ve Ermenistan. . . . . . . . . . . . . .

3.953

Bulgaristan . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

7.049

Toplam :

591.843 ton

 

Bu büyük miktardaki iaşe 120 gemi yükü olarak gelmiş ve dağıtımı yapılmıştı. Bunun değeri de yaklaşık 147 milyon 800 bin dolar tutuyordu. Ancak, listeye bakıldığında, yapılan yardımlardan en büyük payı Belçika ve Almanya’nın aldığı görülmektedir. Türkiye ise, (o da Ermenistan’la birlikte) sahip olduğu nüfus oranıyla kıyaslanmayacak bir oranda, Estonya’dan bile az yardım alması son derece düşündürücüydü.

Howard Heinz’in Raporu

Howard Heinz’in Türkiye ve Ermenistan’ın iaşe şartları hakkında verdiği rapora göre, bu bölgede yapılan teftişler, İstanbul’dan Tiflis’e, Erivan ve Kars dahil olduğu halde Doğu Kafkasya’ya kadar uzanmaktadır. Bundan başka Trabzon, Kars, Ardahan, Batum, Samsun’un güney kısmı, Adana, Haleb ve İskenderun limanı civarlarını kapsamak üzere Irak ve Irak’ın güney bölgesine kadar olan bölgede esaslı inceleme ve araştırmalar yapılmıştır. Kuzeyde ise, Rusya’da Noworostok bölgesine kadar dolaşılmıştır. Karadeniz bölgesini çevreleyen bölgede tarım faaliyetleri iyi durumdadır. Ancak, kuzey ve güney-doğuda hâ kim olan tarımsal şartlar, özel bir itinayı gerekli kılmaktaydı. Bu yüzden Amerikan yardım heyetinin projeleri Gürcistan ve Kuban bölgesine yönelmişti .

Raporun bundan sonraki bölümünde, Kafkasya’da hüküm süren durumun son derece ümitsiz olduğu, tifo, kolera gibi bulaşıcı hastalıkların buralarda yapmış olduğu büyük tahribat ve Amerikan heyeti tarafından yapılan yardımlar hakkında açıklamalarda bulunmaktadır.

Dr. Richard’ın Raporu

Kafkasya komiseri Albay Haskel, Kafkasya’da bulunan bazı arkadaşlarıyla Amerika mandaterliğini kabul ettirmek için büyük bir çalışma içine girmişti. Bu çalışmaları teorik ve pratik birtakım esaslara dayanmaktan çok, bazı şahsi düşünce ve arzulara dayalı olduğu için istenilen neticeyi almaktan uzaktı. Ayrıca bu gayretin sınırlı bir azınlık tarafından ortaya konması, konuyu tüm ayrıntılarıyla yerinde inceleyen general Harbord Heyeti raporunun içermiş olduğu gerçekler, durumu farklı bir şekle sokuyordu .

Herbert Hoover’ ın önerisiyle, 16 Temmuz 1919’ da Albay William Haskell, Birleşik Devletler adına Ermenistan’a yardım için İngiltere, Fransa ve İtalya’ nın da kendisine verdikleri yetkileri üzerinde toplayarak Amerikan Yardım Örgütü ve Orta Doğu Yardım Komitesi temsilciliğine atandı . Gerek Rus Ermenistanı’ nda, gerekse Türkiye’ de Ermenilerin yaşadığı bölgelere gönderilen yardımı kontrol, bölgenin siyasal kaderinin saptanması ve hükümet işlerinde de danışman olarak görevlendirildi.

 

 

S O N U Ç

Amerika, Birinci Dünya Savaşı ve Millî Mücadele döneminde Türkiye ile ilişkilerinde dikkatli bir politika izlemiştir. Amerika’nın Türklere gösterdiği yakınlık sebebiyle, Ankara Hükümeti de, Anadolu’daki Amerikan okul ve misyonerlerine iyi davranmaya çalışmıştır. Ankara Hükümeti’nin bu tutumundan faydalanan birçok Amerikan cemiyeti, Anadolu’da ve Kafkasya’da faaliyetlerde bulunmuştur. Bu bağlamda başta Amiral Bristol olmak üzere, General Harbord, Albay Haskel ve Daily,King-Crane gibi Amerikan Heyetlerin Kafkasya Bölgesinde ciddi çalışmalar yaptıklarını biliyoruz.

Gerek Kafkasya, gerek Anadolu’ya gönderilen zahire ve diğer yardım maddelerinin bir kısmının Amerikan halkı tarafından yapılan bağışlar olduğu dile getirilmektedir. Ancak bazı devletlerin "Kızılhaç" teşkilatlarının, İslam ülkelerinin aralarında kurdukları komisyonlar aracılığıyla, Anadolu’ya yaptıkları yardımlar hatırdan uzak tutulmamalıdır. Türk Kızılayı’nın halktan toplamış olduğu aynî ve nakdî yardımların da önemi büyüktür. Özellikle büyük şehirlerin fakir halkına sağlanacak olan eşya ve erzakın dağıtım şekli, fakirlerin isimlerini tespit için memur tayini konusunda, Amerikan yardım kuruluşlarıyla işbirliği içinde hareket etmiştir.

Bölgede mevcut yirmi merkezin raporlarına göre, Amerikan yardımı alan 15 bin yetimin çoğu " Türk Kızılayı" ndan yardım alıyordu. Ülkenin içinde bulunduğu koşullar, yetişmiş insan kaybının yitirilmesi nedeniyle yeterince doktor bulunmadığı gibi, ilaç son derece az bulunuyordu. Hastane ve malzeme yetersizliği yüzünden özelikle tifüsten on binlerce Türk askeri hayatını kaybetmişti. Üstelik Türkiye, Kafkasya, Suriye, Filistin ve Arabistan’a giden Kızılhaç ekipleri, diğer yardım heyetlerinin merkez üssü durumunda olmuştur.

Amerikan Heyetleri, Türkiye'deki teşkilatlarından başka Kafkasya'da da yaygın teşkilata sahiptiler. Örneğin Erivan'da çok büyük bir ecza deposu kurmuşlardı. Neredeyse Kafkasya'nın tüm ilaç ihtiyacı buradan karşılanıyordu. Ayrıca bölgede açmış oldukları üç büyük hastahanede çok sayıda doktor ve hastabakıcı görev yapıyordu. Iğdır'da ise fakirler için bir aşevi kurmuşlardı. Bu heyetler ırk, din ve mezhep ayırmaksızın muhtaç halka yardım için çalışıyorlardı. Gerek Kafkasya, gerekse Anadolu’ya gönderilen zahire ve diğer ihtiyaç maddelerinin bir kısmı, Amerikan halkı tarafından yapılan bağışlarla karşılanıyordu. Ancak, bu heyetlerin aynı zamanda gittikleri bölgelerdeki Türk ve Ermenilerin sayısını da araştırdıkları anlaşılıyordu. Gerek Ankara Hükümeti, gerekse İstanbul hükümeti o sıradaki nüfus oranlarının Türkler aleyhine olmasından doğabilecek mahzurların bilincinde idi.

Bu tebliğ, Genel Kurmay ATASE Başkanlığı'nca 24-26 Ekim 2001 tarihleri arasında İstanbul'da gerçekleştirilen " Sekizinci Askeri Tarih Semineri" nde sunulmuştur.

 

K AY N A K Ç A

 

A- Gazeteler

1- İkdam, İstanbul 1919,1922

2- Tasvî r-i Efkâ r, İstanbul 1919

3- Türk Dünyası, İstanbul 1919

 

B - MAKALE VE ESERLER

Akgün, SEÇİL,

General Harbord’un Anadolu Gezisi ve (Ermeni Meselesine Dair) Raporu, İstanbul 1981

Akşin, Sina,

İstanbul Hükümetleri ve Millî Mücadele I,II, İstanbul 1983

Canlı, Mehmet,

“Millî Mücadele Döneminde Amerikan Şark-ı Karib Muavenet Cemiyeti’nin Anadolu’daki Bazı Faaliyetleri”, Askerî Tarih Bülteni, Gen. Kurmay ATASE Bşk., Yay., sy. 38, Ankara 1995

Carthy, Justin Mac,

The Report of Niles and Sutherland an American Investigation OF Western Anatolia After World War I, XI. Türk Tarih Kongresi Bildirisi,V, Ankara 1994

Gordon, Leland James,

American Relations with Turkey (1830-1930), University of Pennsylvania Press, USA., Philadelphia 1932

Kutay, Cemal,

Türk Millî Mücadelesinde Amerika, İstanbul 1979